26.03.19
İşyerimi değiştirdim moralim pek düzeldi. Yeni işimi
seviyorum, yıllarca aynı sosyoekonomik
geçmişin rahlei tedrisinden geçmiş insanların içinde yaşamaktan ne kadar
körelmiş olduğumu yeni yeni anlıyorum. Dünya üzerinde kendimden çok farklı
insanlar olduğunu biliyordum ama onlarla hiç karşılaşmamıştım. Bu yeni dünya
haftada iki gün de olsa bana ne diye nefes aldığımı hissettirdi. Tek sıkıntım
düşünmeye fazla zaman yok. Şimdilik sadece algısal kayıt. Fark dediğim de; yani gerçekten öyle böyle
değil fark. Üstüne hikaye kurulacak karakterler hayal ediyorum ya bazen; Canetti’nin
dediği gibi “yazmadığın öyküler yerine , sürekli kurgular…” insan birikintisi
yerlerde çok canım sıkılınca özellikle….
Oyun gibi dikkatimi çeken insanların iç çamaşırlarını tahmin etmenin
ötesinde, iç organlarını hastalıklarını filan düşünüyorum bazen; bu adam
akşamları bel ağrısı çekiyor, bu kadın gece üçte ancak uykuya dalabiliyor,
geçmişler gelecekler yazıyorum ya seçtiğim karakterlere - yeni işim sayesinde
karşılaştığım bu tipleri düşününce hiçbir orjinalitesi yokmuş kurgularımın
diyorum. Bu karşılaştığım insanlar aklımın eremeyeceği özellikler taşıyorlar
veya hiç taşımıyorlar. Bazılarının cehaleti, bazılarının sefaleti öyle ilgimi
çekiyor ki. Hani derler ya insan söz konusu olduğunda hiç bir hayat siyah beyaz değil diye; siyaha bu kadar yaklaşmış hayatlar, beyaza bu kadar yaklaşmış insanlar... Bu yüzdenmiş diyorum kimi zaman, o tanıdığım insanların arasında
anksiyete nöbetleri geçirmem. Meğer kendimi yabancı hissettiğim o insanlar
aslında hemen hemen benim aynımmış, Ona fark bile denmezmiş, ‘kendim’likten bunaltıymış O. Şimdi anlıyorum yabancılığı asıl. Enerjik
hissediyorum, yabanıllık enerjisi var üstümde. Herkesle konuşmak, hal hatır
sormak öğrenmek istiyorum nasıl hissettiklerini. Benim yaşadığım, bildiğim,
gördüğüm şeylerin adını duymamış, yanından geçmemiş bu insanların muhabbeti
beni sakinleştiriyor. Değişikliğin içinde sıradanlaşıyorum. Sıradanlığımınn derin
sularına daldıkça derinleşiyorum, değişiyorum. Hafızamın bir katmanında sıkışmış- klübe eşofmanla gittiğimiz
günler duruyor hala... kendimi yirmili
yaşlarımda, cihangirde sokak sokak kiralık ev ararken bulduğum rüyalar
görüyorum ama uyanınca sanki geçmişim değil de başka bir boyuttaki hayatımmış
gibi geliyor. Varoluşum dönüşmüş, dönüşüyor, buna şahidim ve daha kimbilir neye
dönüşeceğim diye umutla meraklanıyorum.
Sevgiler
Jane
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder