16 Ekim 2015 Cuma

75. MEKTUP; SAAT KAÇ?


Şimdi başka bir zaman;
Sen ve ben. 
Buradayız;
Bugün!

Tarihin şirazesinden çıkmak üzere olduğu bu an(lar)da,
kilometrelerce uzakta ama bağlı.
İstanbuldasın, İstanbul benim içimde.
Dün de oradaydık.
Aynı saftaydık.
Biz çocukken İstanbul 10 yılda o kkadar da değişmiyordu.
dün de mühim çünkü,
ve hangi safta olduğumuz;
sahi hangi saftayız?
çocukluğumuz; kimin oğlu olduğun, kimin kızı olduğum mühim.
Ne kadar eğitildiğimiz, ne kadar eğitilemediğimiz, ne kadar beslendiğimiz, nelere güvendiğimiz , ne kadar güvenilir olduğumuz ve ne kadar yaralandığımız…

Bugün başka yaralar var. Ama bugün başka yaralar var diye kendi yaralarımızı yadsıyamayız öyle değil mi?
İnsanların yüzlerine bakıyor musun?
Yazıyor musun?
Yazacaksın biliyorum.
Şimdi daha mühim çünkü. Unutarak yazabileceğimiz bir zaman; hiçbir şeyi hatırlamak zorunda değilsin;
deri dökebileceğimiz bir zaman. Çıplaklığımızı düşünmeden, utanmadan…


berbat bir tarih hocamız  vardı lisede bir  dönem.  zayıf bir ses tonu ve antipatik bir yüzü vardı. Uyurdum derste ve tatlı rüyalar bile göremezdim zil sesiyle uyanana kadar. Kimse sevmezdi hocayı ve dolayısıyla da dersi. Bir keresinde bütün sınıf çaktık sınavda ve notları okuyup bitirdiğinde şöyle dedi. “Beni sevmeyebilirsiniz, tarihi de sevmiyor, ilgilenmek istemiyor olabilirsiniz”… 

sonra yüzüne bir psikopatça ve nefret dolu karamsar bir ifade yerleşti sanki intikamını garantiye almış ama son bir cümle söyleyecek katil gibi…
devam etti

"ama birgün ilgileneceksiniz; tarih öyle bişeydir ya siz tarihle ilgilenirsiniz ya da tarih olursunuz.”  

O gün bu lafı, ogün olmasa da bigün anlayacağımı biliyordum demekki;
 çünkü hatırlıyorum nerdeyse kelimesi kelimesine.
Yine de içimden “bu ne şimdi yeaa! En nihayetinde karşında kazık tarih sınavından çakmış 15 yaşında bikaç gerizekalı var ne felsefe yapıyosun” demekten kendimi alamamıştım.

Ve şimdi tarih oluyoruz milletçe. 
Vicdan azabından ölüyoruz ama yine de kendimizi alamıyoruz kendi gündemimizden.   

Sen ve ben.
Sisli bir sabahtayız.
Kilometrelerce uzakta, bağlı... 
ve hala aynı saftamıyız bilemiyoruz.
Bugün mühim değil.
Hep yarını düşünüyoruz.
Güzeller güzeli yarını…

Sevgiler

jane    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder